Bu Bayramda huzura doğru bir umut vardır
Genel Yayın Yönetmenimiz Eyüphan Kaya bu bayramın önemine binaen bir analiz yaptı.İşte o yazı...
Malumunuz dünya küçüldü bir köy haline geldi, dünyanın öbür ucunda bir sıkıntı varsa ehli vicdan insanların kalbinde makes buluyor. Dünya sokaklarında Gazze lehine yükselen ses, bundan dolayıdır.
Ülkemizde Cumhurbaşkanımızın dirayeti ve Bahçeli’nin harekete geçirmesiyle başlatılan “Terörsüz Türkiye” süreci bu bayramda bir umut ve heyecan getirdi. Kısmen dememin nedeni de Gazze zulmünün kulağımızın dibinde devam etmesinden kaynaklanıyor. Yoksa bu huzura mutluluk da destek verirdi. Çünkü son günlerde sınır ötesi hareket televizyon ekranlarında birinci haber olarak verilmiyor, askerlerimiz şehit olmuyor, karşı tarafa zayiat oldu, şu kadar insan etkisiz hale getirildi denilmiyor. Şunu aklımızda tutalım sebep ne olursa olsun insan öldürmek iyi bir şey değildir, ama bazen insan bu fiili yapmak durumunda kalıyor.
Devlet Bahçeli’nin; “Bu bayram sevinçli bir bayram, kıymetini iyi bilmek lazım, tüm siyasi partilerin bu sürece sahip çıkmaları lazım..” demesi de sevindirici bir beyanattı, inşallah küçük hesapların peşine takılan kimseler bu sürece takoz olmazlar.
Vatandaş olarak hayatın içinde rolümüz ne olursa olsun bu sürecin selametle nihayete erdirilmesi için çalışma ve çaba içinde olmalıyız. Gönlümüz de, dilimiz de, hal ve davranışlarımız da bu sürecin selametle nihayete ermesine katkı vermelidir.
Bu tür süreçlerde bazı insanların ezberi bozulabilir, beklentileri karşılanmayabilir ama gidişat nasıl olursa olsun bizim sulh ve selamet için mesai harcamamız lazım, bu ülkede artık kan ve göz yaşı akmasın, anneler ağlamasın, kötü niyetli azınlık sevineceğine çoğunluk huzura kavuşsun değil mi?
Bunun içi artık Terör ve PKK kavramlarını mümkün olduğu kadar dile getirmeyelim. Atatürk ilke ve inkılaplarını, milliyetçiliğini gündeme taşımayalım. “Büyük Türk Milleti” diyerek komplekse kapılmayalım, devlet aklıyla başlayan bu sürece destek verelim. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bayram mesajında “Soyadımız Türkiye” demesi çözümün birleştirici vasfı hakkında ipucu veriyor.
Türkiye’nin yeni yüzyılı olarak önümüze koyduğumuz bu vizyonu geniş tutmak için büyük düşünelim, milliyetçilik kokan hiçbir düşünceye meydan vermeyelim, en büyük milliyetçilik 86 milyon insanın dünya ve ahiret saadeti için çalışma ve çaba içinde olmaktır.
Evet yeni anayasa toplumsal bir mutabakat olarak lazımdır, ama ondan önce zihinlerimizi formatlamamız lazım. Geçende durumumda şu ifadeyi paylaştım “defolu vatandaş arıyorsanız buyur bu ülkede Kürd’e ya da Türk’e husumet besleyen her kim varsa kalitesiz insandır.”demiştim.
Bir insan düşünün ki 30 Milyon insandan nefret ediyor, o insanın kalitesi ne olur ki?
Eski karanlık devlet JİTEM’in eli üzerinden bu ülkede yapmadığı zulüm kalmadı PKK’yi başta Kürtlerin başına bela ederek bu toplumun huzurunu kaçırdı, yalan yanlış bilgilerle Kürt vatandaşlarımızı hedef tahtası haline getirdi. Bu millete yanlış yapan iflah olmaz, iki tarafında sonu geldi, bundan sonra bu isimler üzerinde konuşup yaralarımızı tazelemenin bir anlamı yok.
“Her ümmetin bir eceli var” diyen Kur’an’ın ayeti tecelli etti ve bu tür karanlık oluşumlar bir bir yok oldular, olmaya devam ediyorlar.
86 Milyon vatandaş olarak hep birlikte Türk değil Türkiye’yiz. İşte bir de uzun zamandır savunduğum bir şey; “Türk vatandaşlarımızdan üç harf istiyoruz, İ-Y-E yani “Türk” kelimsi yerine “Türkiye” zaten içinde Türk kelimesi de vardır.”
İki hafta önce “Dest pêka nû(Yeni başlangıç)” temalı bir Kürt çalıştaya iki tam gün katıldım, bu süreçten memnun olmayan kimseye şahit olmadım. Allah razı olsun, 200 kadar katılımcı vardı hepsi de huzur ve selamet için bir çaba içinde olduklarını gördüm.
Kürtler mesnedi ve meşrebi ne olursa olsun haysiyet ve şereflerine saygı duyulursa en rahat ikna olabilecek bir halktır. Öz güveni yüksektir, aç gözlü değiller.
Selam verenin selamını havada bırakmazlar. Bu sürecin millet/memlekete huzur getirebilmesi için,
1-PKK’nin Kürt meselesiyle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını, bizim derin devlet ile karanlık dünyanın aklı birlikte bu örgütü kurdukları, en çok Kürt vatandaşlarımız PKK’nin zulmüne maruz kaldıklarını,
2-Sözde Cumhuriyet döneminde de, 1980 sonrasında da Kürt vatandaşlarımız üzerinde işkence ve baskıların aşırı derecede oldu, devlet adına birilerinin Kürt vatandaşlarımıza sıkıntı verdiğini,
3-Kürtlerin %85 oranında ezici çoğunluğu bu ülkenin birliğinden yana olduklarını, %10 çekimser, %5 ise ayrılıkçı düşündükleri, bu da günümüz şartlarında gayet makul bir oran olduğu, fikir özgürlüğü açısından olması gereken de bu olduğunu Anadolu insanına anlatmalıyız.
4-Abdullah Öcalan ile iftihar etmem ama; “Bin yıllık tarihi değerlerimiz üzerinde birliktelik sağlamalıyız” demesi önemliydi. Bin yıllık tarihimizde; edep var, iman var, hak ve adalet var, sadakat ve güven var.
5-Bu hakikatleri profesyonel bir ekip marifetiyle Anadolu insanına anlatmak lazımdır diye düşünüyorum. Anayasa yapmak bundan sonra kolaylaşır.
Şimdiden hayırlı olsun.
Eyüphan Kaya
Tarih: 08-06-2025