içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Prof. Dr. Cafer Karadaş, Merhum Hulusi Kılıç hocamızı anlattı.

Hulusi Kılıç: İyi Bir İnsan İyi Bir Müslüman İyi Bir Kürt (1941-2025) Bursa Uludağ İlahiyat Fakültesi’nde tanıma fırsatım oldu hocayı ilk kez. Yıl 1993. Tanıdım ve doğallığına hayran kaldım. Her şeyiyle doğaldı: İnsanlığıyla, Müslümanlığıyla ve Kürtlüğüyle. Ne insanlığını ne Müslümanlığını ne de Kürtlüğünü gizlerdi. Öyle ulu orta açık da etmezdi, kimsenin gözüne sokmazdı. Doğal hali ve yaşantısı içinde siz onu görür, hisseder ve anlardınız.

Prof. Dr. Cafer Karadaş, Merhum Hulusi Kılıç hocamızı anlattı.
Haberi Sesli Dinle

Hulusi Kılıç: İyi Bir İnsan İyi Bir Müslüman İyi Bir Kürt (1941-2025)

 Bursa Uludağ İlahiyat Fakültesi’nde tanıma fırsatım oldu hocayı ilk kez. Yıl 1993.

Tanıdım ve doğallığına hayran kaldım. Her şeyiyle doğaldı: İnsanlığıyla, Müslümanlığıyla ve Kürtlüğüyle. Ne insanlığını ne Müslümanlığını ne de Kürtlüğünü gizlerdi. Öyle ulu orta açık da etmezdi, kimsenin gözüne sokmazdı. Doğal hali ve yaşantısı içinde siz onu görür, hisseder ve anlardınız.

“İyi bir insan, iyi bir Müslüman ve iyi bir Kürt” dedim, çünkü iyi bir Kürt olmanın yolu iyi bir insan ve iyi bir Müslüman olmaktan geçiyordu. Tıpkı iyi bir Türk olmanın yolunun, iyi bir insan ve iyi bir Müslüman olmaktan geçtiği gibi. Ben bir Türk olarak onu iyi bir Kürt olarak tanıdım sevdim ve Kürtlüğü ona çok yakıştırdım. Nasıl yakıştırmayayım ki, Yüce Allah yakıştırmış ona. Tıpkı bana Türklüğü yakıştırdığı gibi.

Her yıl odasında piknik tüpü üzerinde pişirdiği ve bizlere “Kürt pilavı” diye ikram ettiği pilavın lezzeti başkaydı. Belki de lezzet onun gönlünden taşıyor, elinden çıkıyordu. Belki de odasında o anda oluşan tatlı sohbet atmosferinin dilimizde bıraktığı tatlı bir lezzetti. Esprileri, fıkraları ve içten ve doğal konuşmaları hâlâ kulaklarımdadır. Menkıbe olmuş davranışları ve nükteleri hâlâ dillerimizdedir.

Bir umut ve bir amaç uğruna gitmişti Diyarbakır’a. Memleketine hizmet etmek ve insanlarına faydalı olmak, umutlarını ve ideallerini oraya taşımak… Yıl 1997.

Gitti ama arafta kaldı. Zaten onun gibi insanların kaderi ve karakteriydi arafta kalmak, birleştirici rol üstlenmek, “durun siz kardeşsiniz!” diye haykırmak. Her iki tarafı da tanıyordu, eşit mesafede duruyordu. Böylesi arafta insanlara çok ihtiyacımız var; iyi günde kötü günde, her zaman ve her zeminde. Gönülden gönlüyle gönülleri buluşturma derdini taşıyan insanlara.

Belki de onun gibi insanların muştu rüzgârı esiyor bu günlerde. Bir umut inşaallah iyi Türkler iyi Kürtler, iyi Araplar, Çerkesler, Arnavutlar, Gürcüler, Abazalar… bir araya gelir de iyi insanlardan, iyi Müslümanlardan oluşan iyi ÜMMET olma şuuruna ereriz; kırıklarımızı ve kırgınlıklarımızı sarar, iç yaralarımızı tedavi eder, dışa vuran yangını söndürürüz.

*

Onun bir özelliği daha vardı: KİTAP SEVDALISI.

Bazı insanlar vardır, kitap almaya giderler; bazıları ise kitaba dünür giderler, aşk ile giderler, aşıkın maşuka gittiği gibi giderler… İşte bunlar kitap sevdalılarıdırlar.

HULUSİ KILIÇ Hoca tam anlamıyla onlardandı.

Bir de mihrap şehidimiz BAYRAM ALİ ÖZTÜRK hocayı tanıdım böyle.

Hasılı hayatımda tanıdığım tutarlı, renkli, zengin kişilikli insanlardan biriydi HULUSİ KILIÇ hocamız.

O da gitti bu dünyadan. Yıl 2025.

Rabbim mağfiretiyle yargılasın, rahmetine gark eylesin…

İnsaniyet.net

Tarih: 25-07-2025

FACEBOOK YORUM
Yorum