-
Prof Dr Mirzahan Hızal
Tarih: 08-09-2025 19:30:00
Güncelleme: 08-09-2025 19:30:00
► Bazı yarı aydın Müslümanlar, bu ifadeye takılır ve “islȃmiyetin matematikle ne ilgisi var? Matematik pozitif bir ilimdir, dünyevi bir bilimdir, akılcılıktır, pozitivistlerin, ateistlerin itibar ettikleri bir konudur. Halbuki islamiyette her şey göklerden gelir, ledün ilmi vardır, evliya ve kerametler vardır, namazlar, dualar ve zikirler vardır, matematik, fizik, hesap v.s değil” tarzında gaflet ve cehalet kokan tepkilerde bulunurlar. Gerçek şudur ki, onlar matematiği ve İslâmı bilselerdi böyle ifadelerde bulunmazlardı.
► Yerleri, gökleri ve ışığın milyonlarca, milyarlarca yılda gelebildiği trilyonlarca galaksiyi ve her galakside trilyonlarca yıldız ve gezegeni, kara delikleri yoktan var eden ve kusursuz bir düzen içinde sürdüren Alemlerin Rabbi CC elbette her şeyi göklerden indirmiştir. Hem bir süre önce zaten dünya da yoktu ve onu da Allah CC göklerden indirip yerine, yörüngesine koymuştur. Bütün bunları yapan ve yaratan, “suyu semadan, demiri göklerden indiren” Allah CC matematiği de göklerden indiremez mi?
“Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.” (Kamer,49)
Ayeti kerimesi neyi anlatıyor? Herşey ne demektir? Matematiğin dışındaki şeyler midir? Ölçü ne demektir?
“Eğer göklerde ve yerde Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, ikisinin de dengesi ve düzeni kesinlikle bozulur giderdi. Arşın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdığı her türlü çirkin vasıflardan uzaktır, yücedir! “ (Enbiya, 22). Denge ve düzen matematik değilse nedir?
Bugün modern bilim adamları, bilgisayarların, dijital teknolojinin ve genetik ilminin gelişmesinden sonra, canlılarda bulunan, hayatın temel taşı genlerin, inanılmaz derecede karmaşık, kapsamlı ve teferruatlı bir digital kodlama ve program olduğunu, sonsuz bir bilim ve ilim olmadan kesinlikle böyle bir şeyin mümkün olmadığını itiraf ediyorlar.
“De ki: “Onları ilk def'a yaratan, (yine) onları diriltecek! Çünki O, her türlü (mahlûku ve onları) yaratmayı hakkıyla bilendir.” (Yasin, 79)
“Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi ona iyi kulak verin. Sizin Allah’tan başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, istenen de.”(Hac,73)
► Matematikte çarpım işlemi, çarpılan sayıdan kaç adedinin ortaya çıkacağını ifade eder. Örneğin bir sayıyı iki ile çarparsanız, o sayıdan iki tane olacak demektir. Bir sayı veya büyüklüğü sıfırla çarparsanız, o sayı veya büyüklükten hiç olmayacağını ifade etmiş olursunuz. Bir milyarı sıfırla çarparsanız bir milyar hiç olmayacak demiş olursunuz. Yani ne kadar büyük olursa olsun herhangi bir sayıyı sıfırla çarparsanız sonuç her zaman sıfır yani yokluk çıkar. Sıfırla çarpmak büyüklükleri yok eder eski tabirle sıfıra müncer eder.
Sıfırla çarpılan şeyler boşa gider.
“Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.”(Necm 39) ayetindeki yoktur kelimesi neyi ifade ediyor. ‘Sıfır’ olabilir mi?
“İşte onlar dünyada da âhirette de emekleri boşa giden kimselerdir. Onların hiç yardımcıları da yoktur.”(Al-i İmran, 22). Ayetinde geçen “boşa giden” lafzı ne demektir?
“Kehf Suresi 104: “Onlar, güzel şeyler yaptıklarını zannetmelerine rağmen, dünya hayatında yaptıkları çalışmalar boşa giden kimselerdir.”
Kehf Suresi 105: İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr etmişler de bu yüzden bütün amelleri boşa gitmiştir. Tartılacak şeyleri kalmadığından kıyâmet günü onlar için artık bir terâzi koymayacak, onlara hiçbir kıymet vermeyeceğiz.” Ayetlerinde geçen boşa gitmek ne demektir?
Bir insan bütün ömrünü ibadet, hayır ve iyilikle geçirse, tek bir kelime-i küfür yani Allah CC ve onun gönderdiklerini inkar, hafife almak, istihza etmek, yok saymak, bilerek aksine hüküm vermek onun bütün amellerini sıfırla çarpar, boşa çıkarır ve hesap günü iflas edenlerden olur. İşte size matematik. Mesela, “bugün 1400 sene önce gelen hükümlerle ülke idare edilemez” demek, “bugün Kur’an-ı Kerimin bazı ayetleri geçersizdir” veya “bugün faizsiz ekonomi olamaz” demek aynen böyledir. Matematikle şaka olmaz. Matematik Allahın CC ayetlerinden birisidir.
“Allah’ın öteden beri işleyip duran kanunu (budur). Allah’ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.”(Fetih, 23)
“ Sen, Allah'ın sünnetinde, kanunlarında aslâ bir değişiklik göremezsin. Onların yerini dolduracak kanun da bulamazsın. Allah'ın kanunlarının uygulanmasında aslâ geri çevrilme, zaman-mekân sapması yapılarak değiştirilme, hak edenlerden başkalarına yönlendirilme de da göremezsin.”(Fatır, 43)
► Kur’an-ı Kerimde, sayısız hikmet ve ilimlerle beraber bir insan aklıyla gerçekleştirilmesi kesinlikle mümkün olmayan sayısal ve matematiksel bir mucize bulunduğu da inkar edilemez. Örneğin, ay kelimesi 12 defa, gün kelimesi 365 defa geçmektedir. “Günler” kelimesi 30 defa geçer, Dünya 19 senede bir, Güneş ve Ay ile aynı hizaya gelir. Kuran’da Güneş ve Ay kelimeleri birçok defa aynı ayette geçmektedirler. Kaç defa mı? Tam 19 defa. Kara kelimesi 12, Deniz kelimesi 32 defa geçer ve bunların oranı 12/32 =0.375 dir. Peki yeryüzündeki karaların denizlere yüz ölçüm oranı nedir? 0.375 ! Bunların ötesinde, Surelerin, ifadelerin ve harflerin sayılarında da içinde geçtiği manalarla ilişkili bir uyum olduğu bir gerçektir. Bu düzen İlahi Kitabın anlam ve kıraatına hiçbir insan sözünde olmayan bir ahenk ve cazibe vermesinin yanı sıra, bir benzerinin asla yazılamayacağını da vurgulamaktadır. Peygamberimiz SAS “benim mucizem Kur’andır” buyurmuştur.
► Matematik ve algoritmanın temellerini atan El-Harizmi, Optik biliminin öncüsü İbn-i Heysem, El Biruni, İbn-i Sina, El Cezeri, Hezarfen Çelebi, Fatih Sultan Mehmet, Mimar Sinan gibi yüzlerce Müslüman büyükleri ve ilim adamları zamanlarının en önde gelen matematikçileriydiler.
Müslümanlar son 5-600 yıldır matematiği, düşünmeyi ve akletmeyi terk ettikleri için bugün bu haldeler. Bilimde son sıralarda, ahlâk sıralamasında Avrupada yoklar, Dünyada 103 üncü sırada!
► Matematik, aklını kullanmak, akıl yürütmek, akletmek ve düşünmek demektir.
“Hiçbir şahıs için Allah Teâlâ'nın izni olmaksızın imân etmek kabil değildir. Ve O murdarlığı âkilâne düşünmez kimselerin üzerine kılar.”(Yunus, 100)